Nis 14, 2021
Eser sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu 470. Ve 486. maddeleri arasında düzenlenip md.470’de, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Sözleşmenin her iki tarafının da bu borçları üstlenmesi sebebiyle tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Sözleşmenin meydana gelmesi için tarafların, yüklenicinin meydana getirmeyi üstlendiği eser ve bunun karşılığında ödenecek bedel hususunda anlaşması gereklidir.
Eser sözleşmesinin;
-Bir Eser Meydana Getirme: Bu unsurun gerçekleşmesi için gereken sözleşme konusu, maddi veya maddi olmayan şeyler olabilir. Önemli olan sözleşme konusunun, sonuca yönelik vaat edilmeye elverişli olmasıdır.
- Ücret Ödenmesi veya Ücret Ödemenin Vaat Edilmesi: Bu unsur sözleşmenin asli unsuru olup iş sahibi, meydana getirilecek eser karşılığında ücret ödemeyi taahhüt etmelidir.
- Tarafların Anlaşması: Tarafların sözleşme unsurları konusunda anlaşmaları gereklidir.
unsurlarını taşıması gerekmektedir.
SÖZLEŞMENİN KONULARI
Bu sözleşme türünün hangi konuları ve ne tür ilişkileri kapsadığını, biraz yasa hükümlerinden ayrılarak ve öğretideki anlatımların dışına çıkarak, günlük yaşamdan somut örneklerle açıklamak ve bazı bölümlendirmeler yapmak istiyoruz.
1-) Satın almak yerine “ısmarlamak” ve “yaptırmak”
Hazır elbise satın almak yerine, beden ölçülerinize, seçtiğiniz modele göre önceden niteliklerini kararlaştırarak elbise dikimi için bir terzi ile anlaşma yaparsanız; mobilya, halı, kilim, yatak, yorgan, masa örtüsü gibi ev gereçlerini hazır satın almak yerine, zevkinize göre özel yapım yeğlerseniz; üretim işlerinizde kullanacağınız makinelerin bilinen markalarını satın almak yerine, kendinize göre gereksinim duyduğunuz biçimde özel bir makine yaptırmak (imal ettirmek) isterseniz; evinizin içinde mutfak ve banyoda değişiklikler, eklemeler yaptırırsanız;
Özetle, gereksinim duyduğunuz her türlü nesneleri “satın almak” yerine, olmasını istediğiniz biçimde özel olarak “yaptırmak” için, işin ustası, uzmanı bir “yapımcı”ya “ısmarlarsanız” bu eser sözleşmesinin konusu olur.
2-) Ev ve daire satın almak yerine “inşa ettirmek”
Bir yükleniciyle anlaşarak arsanıza bir bina veya kat karşılığı inşaat yaptırırsanız, sizin payınıza düşecek daireler satın alınmış olmaz; burada söz konusu olan, özel bir sözleşme türü olarak “inşaat sözleşmesi” veya genel adlandırmayla “eser sözleşmesi”dir. Yasa’daki eser sözleşmesine ilişkin hükümlerin en fazla uygulandığı alan ve en fazla anlaşmazlık konuları inşaat ve özellikle kat karşılığı inşaat sözleşmeleridir.
3-) Bakım, onarım işleri
Evinizin, apartmanınızın, işyerinizin boya ve badana işlerini; çatının, elektrik ve su tesisatının, asansörün, bozulan beyaz eşyaların, elektrikli aygıtların, işyerlerindeki makinelerin bakım ve onarımını bu işleri yapan kişi veya firmalara yaptırırsanız; bozulan veya düzenli bakımı gereken aracınızı bir oto tamircisine bırakırsanız; bunlar da Borçlar Yasası’ndaki anlamında eser sözleşmeleridir.
4-) Görüş ve rapor alınması
Bir mimar veya mühendise proje çizdirilmesi; bir ticari veya sınai işe girişme, bir parasal yatırım öncesinde konunun uzmanına uygunluk ve yapılabilirlik (fizibilite) raporu hazırlatılması ve maliyet hesabı yaptırılması; bir uzmandan veya bilim adamından özel bir konu hakkında yazılı görüş alınması da Borçlar Yasası hükümlerine göre eser sözleşmeleridir.
5-) Bir işin yaptırılması ve düzenletilmesi
Bir işyerinin, bankanın, hastanenin, okulun düzenli temizlik işlerinin bir firma veya kişiler tarafından üstlenilmesi, bir fabrikanın makinelerinin belirli zamanlarda bakım, temizlik ve onarım işlerinin yapılması; işyeri, hastane gibi yerlere yemek hizmeti verilmesi; bir konser veya gösterinin, bir düğün veya kutlamanın, bir konferansın düzenlenme işinin üstlenilmesi; ilân ve reklâm işleri, bir mağazanın belirli zamanlarda vitrininin düzenlenmesi Borçlar Yasası kapsamında eser sözleşmeleridir.
ESER SÖZLEŞMESİNDE YÜKLENİCİNİN BORÇLARI:
1- Yüklenicinin İşi Sadakat ve Özenle Yapma Borcu:
Yüklenicinin bu borcu TBK md.472/2-3’te düzenlenmiştir. Bu maddede aynen; malzeme, iş sahibi tarafından sağlanmışsa, yüklenicinin, onları gereken özeni göstererek kullanmakla ve bundan dolayı hesap ve artanı geri vermekle yükümlü olduğunu ve eser meydana getirilirken, iş sahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa, yüklenicinin bu durumu hemen iş sahibine bildirmek zorunda olduğunu ve bildirmezse de bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olacağı düzenlenmiştir.
2- Yüklenicinin İşi Doğrudan Doğruya Kendisinin Yapması Borcu:
Kural olarak yüklenicinin, sözleşme konusu olan eseri bizzat kendisinin meydana getirmesi veya kendisinin yönetimi altında meydana getirilmesi gerekmektedir. Bunun istisnası ise borcun yüklenici tarafından şahsen ifa edilmesinin, yüklenicinin kişisel niteliklerinin ifa için önemli olmaması sebebiyle gerekli olmadığı hallerdir.
3- Yüklenicinin Araç, Gereç ve Malzeme Sağlama Borcu:
Tarafların aksine bir anlaşmama yapmaması durumunda, eserin meydana getirilmesi içi gerekli olan araç ve gereçleri, yüklenici sağlayacaktır.
4- Yüklenicinin Genel İhbar Yükümlülüğü:
Yüklenici, eseri meydana getirirken, iş sahibinin sağladığı araç ve gerecin veya eserin meydana getirileceği yerin ayıplı olduğunu anlar veya eserin zamanında ya da taahhüt edildiği gibi meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum fark ederse, bunu iş sahibine derhal bildirmek zorundadır. Bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olacaktır.
5- Yüklenicinin İşe Zamanında Başlama ve Devam Etme Borcu:
Yüklenicinin bu borcu, meydana getirilecek eserin teslim edileceği günün sözleşmede belirlenip belirlenmeme koşuluna göre farklılık gösterecektir.
Taraflar sözleşmede, eserin teslim edilmesi için belli veya belli edilebilir olan bir gün kararlaştırmamış veya işin niteliğinden dolayı da böyle bir süre çıkarılamayacak durumda ise, yüklenicin sözleşme yapılır yapılmaz işe başlaması gerekmektedir. Aksi halde yüklenici, iş sahibi tarafından ihtar çekilerek temerrüde düşürülecektir.
Teslim süresi kararlaştırılan işlerde, TBK md.473/1’e göre aynen, yüklenicinin işe zamanında başlamaması veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirmesi ya da iş sahibine yüklenemeyecek bir sebeple ortaya çıkan gecikme yüzünden bütün tahminlere göre yüklenicinin işi kararlaştırılan zamanda bitiremeyeceği açıkça anlaşılırsa iş sahibinin, teslim için belirlenen günü beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebileceği belirtilmiştir.
6- Yüklenicinin Meydana Getirdiği Eseri Teslim Etme Borcu:
Yüklenici, meydana getirdiği eseri teslim etmek durumundadır. Sözleşmede ifa yerinin belirlenmemesi durumunda; sözleşme konusu taşınır ise TBK md.89’a göre ifa yeri belirlenecek, taşınmaz ise ifa yeri taşınmazın bulunduğu yer olacaktır. İfa zamanının sözleşmede kararlaştırılmaması durumunda da işin niteliğine göre ifa zamanı belirlenecektir.
Yüklenici ile iş sahibi arasındaki sözleşme, bir eser sözleşmesidir. Bu nedenle, sözleşme hükümleri uyarınca yüklenici üzerine aldığı işi doğrudan doğruya iş sahibinden bağımsız olarak yapma yükümlülüğü altındadır. Kendi adına iş yapması nedeniyle de başkalarına verdiği zararlardan sorumludur. Ayrıca iş sahibi sorumlu tutulamaz. Yargıtay 4.HD. 23.05.2005, E. 2004/10805 K. 2005/5532
YÜKLENİCİNİN AYIP NEDENİYLE SORUMLULUĞU
Yüklenicinin ayıp nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için aşağıdaki koşulların gerçekleşmesi gerekir:
1-) Eserin Teslim Edilmiş Olması Gerekir
Eseri tamamlayıp teslim etmek yüklenicinin ana borçlarından biridir. Tamamlanmamış ve teslim edilmemiş eserle ilgili yüklenicinin ayıba karşı sorumlulukları doğmaz. Eserin tesliminden sonra ayıplarla ilgili muayene ve ihbarda bulunma yükümlülüğü getirilmiştir. Buradan yüklenicinin ayıp nedeniyle sorumluluğu için öncelikle eserin teslim edilmiş olması gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Eserin teslim edildiğinin ispatı da yükleniciye aittir.
2-) Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması Gerekir
Eserin ayıplı yapılmış olması sözleşmeye aykırılık teşkil eder. Ayıplar açık ve gizli olabileceği gibi maddi ve hukuki ayıp şeklinde de olabilir.
Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra makul süre içerisinde yapılan kontrol ve muayene sonucu görülüp tespit edilebilecek ayıplardır.
Gizli ayıplar ise, basit bir kontrol ve muayene ile ortaya çıkmayıp kullanılmaya başlamasından sonra ortaya çıkan ayıplardır.
Maddi ayıplar, açık veya gizli olsun; ortaya çıkan, gözle görülen ve duyu organları ile hissedilen ayıplardır. Bunun dışında gözle görülmeyen ancak yapılmamış olması nedeniyle karşı tarafça fark edilen ayıplar da bulunmaktadır. Maddi ve hukuki ayıplar da açık ve gizli ayıplar gibi yükleniciye ihbarı gereken ayıplardır.
3-) Ayıbın İş Sahibinden Kaynaklanmış Olmaması
TBK’nun 476. maddesinde ‘Eserin ayıplı olması, yüklenicinin açıkça yaptığı ihtara karşın, iş sahibinin verdiği talimattan doğmuş bulunur veya herhangi bir sebeple iş sahibine yüklenebilecek olursa iş sahibi, eserin ayıplı olmasından doğan haklarını kullanamaz’ şeklinde düzenleme getirilmiştir. Ayıbın iş sahibinden kaynaklanması, onun verdiği talimat veya iş sahibine yüklenebilecek bir nedenden doğmuş olması halinde iş sahibi ayıptan kaynaklanan seçimlik haklarını kullanamaz.
Ayıbın, iş sahibinin verdiği talimatın uygulanması sonucu ortaya çıkması halinde iş sahibi kusurlu olur. Ancak burada yüklenicinin ayıp nedeniyle sorumlu olabilmesi için talimatın doğru olmadığını kanıtlaması gerekir. Ek olarak talimatın yerine getirilmesi halinde eserin ayıplı yapılacağı konusunda iş sahibini açıkça ve sonucunu açıklayarak uyarmış olması ve bunu kanıtlamış olması gerekir.
Yine ayıptan iş sahibine yüklenebilecek herhangi bir sebeple ortaya çıkması halinde de, iş sahibinin verdiği malzemenin iyi cinsten olmaması, gösterdiği arsanın ayıplı olması gibi durumlarda, yüklenici iş sahibini açıkça ve sonuçlarını da ortaya koyacak biçimde uyarmalı, bunu kanıtlaması ve iş sahibinin işin belirtilen yerde, verilen ve temin edilen malzemelerle yapımı konusunda ısrar etmiş olması halinde doğacak ayıptan sorumlu olmaz.
4-) Eseri Muayene ve İhbar Yükümlülüğü
TBK’nun 474/1. maddesinde bu yükümlülük ‘İş sahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır’ şeklinde ifade edilmiştir.
Bilindiği üzere açık ayıp, meydana gelen eserde basit bir muayene ile ve çıplak gözle görülüp tespit edilen ayıplardır. Açık ayıplarda iş sahibi, eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre eseri gözden geçirmesi gerekir. Varsa açık ayıpları tespit ve varsa ayıpları uygun süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.
Muayene ve gözden geçirmeyi taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin mahkeme aracılığıyla bilirkişi raporu ile tespit ettirip belirleyebilir.
Açık ayıplarda iş sahibi muayene ve ihbar yükümlülüğünü ihmal ederse TBK’nun 472/2. maddesine göre eseri kabul etmiş sayılır. Bu durumda yüklenici açık ayıplarla ilgili sorumluluktan kurtulur.
Gizli ayıp ise, eserde basit bir muayene ile tespit edilemeyen, çıplak gözle görülüp saptanamayan, kullanım sırasında ortaya çıkan veya kullanım sırasında gelişen durum nedeniyle ortaya çıkan ayıplardır. Bu ayıplarla ilgili TBK’nun 474/1maddesindeki makul sürede muayene ve ihbar yükümlülüğüne ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Ancak 474/3. maddesi hükmü gereğince eserdeki ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde iş sahibinin gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, bildirmezse eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı belirtilmek suretiyle gizli ayıplar yönünden de iş sahibine ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin yükleniciye ayıbı ihbar etmek yükümlülüğü getirilmiştir.
5-) Eserin Açık Ya Da Örtülü Olarak Kabul Edilmemiş Olması
TBK’nun 477. maddesinde; ‘Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder.
İş sahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır.
Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa iş sahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır’ denilmiştir.
Eserin teslimi ve kabulü ayrı kavramlardır. Eserin teslimi menkul taşınırın iş sahibine verilmesini ifade eder. Taşınmazlarda ise zilyetliğin devri ya da iş sahibinin onun kullanımına engel olan koşulları ortadan kaldırmasıdır. Taşınır ya da taşınmaz eserlerde teslimle yüklenici işi ifa etmiş olur. Ancak sözleşmeden doğan sorumluluklarından kurtulmuş sayılmaz. Yüklenicinin sorumluluktan kurtulması, teslim edilen eserin açık veya örtülü kabulü ile olur. Gizli ayıplarla ilgili sorumluluk teslimden sonra açık veya örtülü kabule rağmen devam eder. Yüklenicinin gizli ayıplarla ilgili sorumluluğunun ortaya çıkması üzerine gecikmeksizin kendisine bildirilmesine kadar devam edecek, gizli ayıplarda da gecikmeksizin bildirmeme halinde eser iş sahibince kabul edilmiş sayılacağından yüklenici gizli ayıplardan dolayı olan sorumluluktan da kurtulacaktır.
İŞ SAHİBİNİN AYIP NEDENİYLE SORUMLULUĞA İLİŞKİN SEÇİMLİK HAKLARI
Yüklenicinin ayıp nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için yukarıdaki koşulların gerçekleşmesi durumunda iş sahibi, ayıp sebebiyle sorumluluğa ilişkin seçimlik haklarını kullanabilecektir. Bu haklar:
a) Sözleşmeden dönme:
TBK md.475/1’e göre eser, iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olunursa, iş sahibi sözleşmeden dönebilir. İş sahibinin sözleşmeden dönmesiyle, sözleşme geçmişe etkili olarak ortadan kalkacaktır.
b) Bedelden İndirim Talebi:
Eserde bulunan ayıp veya sözleşmeye aykırılığın, sözleşmeden dönmeyi haklı gösterecek bir ağırlık taşımaması durumunda iş sahibi, TBK md.475/2’ye dayanarak, “eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme” seçimlik hakkını kullanabilecektir.
c) İş Sahibinin Ayıplı Eserin Onarılmasını Talep Etme Hakkı:
İş sahibinin bu seçimlik hakkı kullanabilmesi için; indirim talebinde olduğu gibi ayıp veya aykırılığın, sözleşmeden dönmeyi haklı gösterecek bir ağırlık taşımaması, ayıbın giderilmesinin mümkün olması ve bu gidermenin aşırı masrafa yol açmaması gereklidir. Şartların gerçekleşmiş olması ve sonucunda da hakkın kullanılmasıyla birlikte yüklenicinin, masrafı kendine ait olmak üzere ayıbı giderme borcu doğacaktır.
d) Zararın Tazminini İsteme:
TBK md.475/2’ye göre, iş sahibi yukarıda belirtilen seçimlik hakları kullanmanın yanında ayıp sonucu ortaya çıkan zararının tazmin edilmesini de talep edebilir.
ESER SÖZLEŞMESİNDE İŞ SAHİBİNİN BORÇLARI:
Eser sözleşmesinde iş sahibinin bedeli ödeme borcu bulunmaktadır. Ücret miktarı sözleşmede belirlenmemişse, eserin değeri ve yüklenicinin gideri dikkate alınarak bedel belirlenecektir. Belirlenememesi durumunda riziko iş sahibine aittir. TBK md.480’e göre aynen, bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici, eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür. Eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin arttırılmasını isteyemez. Eser, öngörülenden az emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile iş sahibi, belirlenen bedelin tamamını ödemekle yükümlüdür.
TBK md.480/2’ye göre aynen, başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlar, taraflarca belirlenen götürü bedel ile eserin yapılmasına engel olur veya son derece güçleştirirse yüklenici, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Dürüstlük kurallarının gerektirdiği durumlarda yüklenici, ancak fesih hakkını kullanabilecektir.
ESER SÖZLEŞMESİNDE AYIPTAN İŞ SAHİBİNİN SORUMLULUĞU
Eserin ayıplı olması, yüklenicinin açıkça yaptığı ihtara karşın, iş sahibinin verdiği talimattan doğmuş bulunur veya herhangi sebeple iş sahibine yüklenebilecek olursa iş sahibi, ayıptan doğan haklarını kullanamaz.
ESER SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ
Eser sözleşmesi aşağıdaki durumlarda sona erer:
- Yaklaşık bedelin aşılması
Başlangıçta yaklaşık olarak belirlenen bedelin, iş sahibinin kusuru olmaksızın aşırı ölçüde aşılacağı anlaşılırsa; iş sahibi, eser henüz tamamlanmadan veya tamamlandıktan sonra, sözleşmeden dönebilir.
Eser iş sahibinin arsası üzerine yapılıyorsa; iş sahibi bedelden uygun bir miktarın indirilmesini isteyebilir veya, eser henüz tamamlanmamışsa, yükleniciyi işe devamdan alıkoyarak, tamamlanan kısım için hakkaniyete uygun bir bedel ödemek suretiyle eser sözleşmesini feshedebilir.
- Eserin yok olması
Eserin tesliminden önce, beklenmedik bir olay sonucu eser yok olursa; iş sahibi, eseri teslim almada temerrüde düşmedikçe; yüklenici, yaptığı işin ücretini ve giderlerinin ödenmesini isteyemez. Bu durumda malzemeye gelen hasar, onu sağlayana ait olur.
Eserin iş sahibince verilen malzeme veya gösterilen arsanın ayıbı veya iş sahibinin talimatına uygun yapılması yüzünden yok olması durumunda; yüklenici, doğabilecek olumsuz sonuçları zamanında bildirmişse, yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerinin ödenmesini isteyebilir. İş sahibinin kusuru varsa, yüklenicinin ayrıca zararının giderilmesini de isteme hakkı vardır.
- Tazminat karşılığı fesih
İş sahibi, eserin tamamlanmasından önce, yapılmış olan kısmın karşılığını ödemek ve yüklenicinin bütün zararlarını gidermek koşuluyla, sözleşmeyi feshedebilir.
- İş sahibi yüzünden ifanın imkânsızlaşması
Eserin tamamlanması, iş sahibi ile ilgili beklenmedik bir olay nedeniyle imkansızlaşırsa; yüklenici, yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerini isteyebilir.
İfa imkansızlığının ortaya çıkmasında iş sahibi kusurluysa, yüklenicinin ayrıca tazminat isteme hakkı da vardır.
- Yüklenicinin ölümü veya yeteneğini kaybetmesi
Yüklenicinin kişisel özellikleri göz önünde tutularak yapılmış olan bir eser sözleşmesi, onun ölümü veya kendi kusuru olmaksızın eseri tamamlama yeteneğini kaybetmesi durumunda, kendiliğinden sona erer. Bu durumda iş sahibi, eserin tamamlanan kısmından yararlanabilecek ise, onu kabul etmek ve karşılığını ödemekle yükümlüdür.
ESER SÖZLEŞMESİNDE AYIPLI ESERDEN DOLAYI AÇILACAK DAVALARDA ZAMANAŞIMI
Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, eserin teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın geçmesi durumunda zamanaşımına uğrar.
Ancak, yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın, zamanaşımı süresi yirmi yıldır.
T.C. YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ E. 2011/14460 K. 2012/257 T. 16.1.2012
• AYIPLI ESER ( Kullanılamayacak Mermer İmalatı/Sözleşmeyi Fesheden İş Sahibinin Kabulden Kaçınma Hakkını Kullandığı – Üzerleri Başka Malzeme İle Kaplanarak Yapıda Kullanıldığından Davalının Eser Bedelini Ödemesi Gerekmez İse de Hurda Değerinin Verilmesi Gerektiği )
• ESER BEDELİNİN TAHSİLİ ( Kullanılamayacak Mermer İmalatı/Üzerleri Başka Malzeme İle Kaplanarak Yapıda Kullanıldığından Davalının Eser Bedelini Ödemesi Gerekmez İse de Hurda Değerinin Verilmesi Gerektiği – Sözleşmeyi Fesheden İş Sahibinin Kabulden Kaçınma Hakkını Kullandığı )
• İŞ SAHİBİNİN KABULDEN KAÇINMA HAKKINI KULLANMASI ( Kullanılamayacak Mermer İmalatı/Sözleşmeyi Feshetmesi – Üzerleri Başka Malzeme İle Kaplanarak Yapıda Kullanıldığından Davalının Eser Bedelini Ödemesi Gerekmez İse de Hurda Değerinin Verilmesi Gerektiği )
818/m. 360
ÖZET : Eser bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istenmiştir. Davalı, alınan mermerlerin reddi gerekecek boyutta ayıplı çıktığını davacıya ayıp ihbarında bulunulduğunu buna rağmen ayıplı imalatın değiştirilmediğini, davanın reddini savunmuştur.
Davalı iş sahibinin eserdeki ayıpların davacı yükleniciye ihbar ettiği eser bedelini ödememek suretiyle de ihbarında ısrar ettiği sabittir. Bilirkişi incelemesine göre de yapılan şeyin iş sahibi tarafından kullanılamayacak derecede ayıplı olduğu saptanmıştır. Dolayısıyla sözleşmeyi fesheden iş sahibi eseri kabulden kaçınma hakkını kullanmış olacağından eserin bedelini de ödemesi gerekmez.
Davalı tarafından teslim alınan mermerler üzerleri başka bir malzeme ile kaplanarak yapıda kullanılmıştır. Bunların yapıdan sökülerek davacı yükleniciye iadesi ağır masrafı gerektireceğinden davalının eser bedelini ödemesi gerekmez ise de bunların hurda değerinin bulunarak davacıya verilmesi gerekir.
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.01.2010 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dava, eser bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Davalı, alınan mermerlerin reddi gerekecek boyutta ayıplı çıktığını davacıya ayıp ihbarında bulunulduğunu buna rağmen ayıplı imalatın değiştirilmediğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava reddedilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Eserdeki ayıbın ne olduğu ve iş sahibinin hakları Borçlar Kanununun 360. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre şayet meydana getirilen eser iş sahibinin kullanamayacağı ve nısfet kaidesine göre kabule icbar edilemeyeceği derecede kusurlu veya sözleşmede kararlaştırılan koşullara aykırı ise o eser ayıplıdır. Eserin ayıbı halinde iş sahibi ayıba karşı tekeffülden doğan hakları olan; eseri kabulden kaçınma, ayıplı işten uygun bir bedel indirimini veya ayıpların giderilmesini isteme yetkisine sahiptir. Kuşkusuz eserin açık veya gizli ayıplı olması durumunda Borçlar Kanununun 359 ve 362. maddelerinde öngörülen ayıp ihbarının iş sahibi tarafından yapılması gerekir.
Bu genel anlatımlardan sonra somut olaya gelince;
Taraf sözleriyle davalı iş sahibinin eserdeki ayıpların davacı yükleniciye ihbar ettiği eser bedelini ödememek suretiyle de ihbarında ısrar ettiği sabittir. Bilirkişi incelemesine göre de yapılan şeyin iş sahibi tarafından kullanılamayacak derecede ayıplı olduğu saptanmıştır. Dolayısıyla sözleşmeyi fesheden iş sahibi Borçlar Kanununun 360. maddesindeki eseri kabulden kaçınma hakkını kullanmış olacağından eserin bedelini de ödemesi gerekmez.
Ne var ki, yine bilirkişi raporuna göre davalı tarafından teslim alınan mermerler üzerleri başka bir malzeme ile kaplanarak yapıda kullanılmıştır. Bunların yapıdan sökülerek davacı yükleniciye iadesi ağır masrafı gerektireceğinden davalının eser bedelini ödemesi gerekmez ise de bunların hurda değerinin bulunarak davacıya verilmesi gerekir.
Mahkemece yapılması gereken iş; bilirkişiden ek rapor alınarak yapıda kullanılan ve sökülme olanağı bulunmayan mermer plakaların dava tarihindeki hurda değerini tespit etmek bu değerle sınırlı olarak davayı kısmen kabul etmek olmalıdır
Değinilen yön gözardı edilerek, istemin bütünüyle reddi doğru olmadığından, karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.01.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.
Eser sözleşmesinde, iş sahibine emir ve talimat verme, yapılan işi denetleme yetkisi tanınmışsa, üçüncü kişilere verilen zarardan yüklenici ile birlikte iş sahibi de sorumlu olur.
Eser sözleşmelerinde kural olarak, iş sahibi ile yüklenici arasında bağımlılık ilişkisi bulunmamaktadır. Yüklenici, iş sahibinden bağımsız olarak üstlendiği işi yapıp teslim etmekle yükümlüdür. Ancak bu kesin kural değildir. Eser sözleşmesinde, iş sahibinin yükleniciye emir ve talimat verme, işi denetleme yetkisi tanınması mümkündür. Bu durumda iş sahibi ile yüklenici arasında bağımlılık ilişkisi kurulmuş olacağından iş sahibi adam çalıştıran sıfatıyla yüklenicinin üçüncü kişilere verdiği zararlardan zincirleme sorumlu olur.
7.HD.18.01.2011, E.2010/7458 K.2011/98
Sözleşmenin konusu diş tedavisi işidir. İnsan vücuduna yönelik bu tür uygulamalarda yükleniciden beklenen özenin de en üst derecede olması olağandır. Oysa davacıya değişik zamanlarda değişik uygulamalara rağmen protez tedavisi sonuç vermemiştir. İnsan vücuduna verilen zararın varlığı ve üst derecede olduğu anlaşılmakla, manevi tazminat isteme koşulları gerçekleşmiştir.15.HD. 22.10.2003, E. 2003/2044 K. 2003/4910
ESER SÖZLEŞMESİ-MENFİ TESBİT
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE
DAVACI : … A.Ş
ANKARA
VEKİLİ : Av.Ümmü Gülsüm UYSAL
DAVALI : U.LTD.ŞTİ.
DAVA : Menfi Tespit
DAVA DEĞERİ : 21.240,34 TL
AÇIKLAMALAR :
Davalı … firması ile 11/04/2014 tarihinde sözleşme imzalanmıştır.
Sözleşmenin konusu … ada içi genel ve çevre düzenleme inşaatı işi bünyesindeki … tipi bloklarda toplam 834 konutun 84 adet asansörün yeşil etiketlerin alınması ve bakımlarının yapılması konusudur.
Sözleşmenin 2.6 maddesinde “İşbu bakım sözleşmesi yukarıda belirtilen tarihten itibaren akdedilmiş olup sözleşmenin bitiminden 1 ay evvel taraflarca sözleşmenin yenilenmeyeceği hususu diğer tarafa yazı ile bildirilmediği takdirde bakım sözleşmesi kendiliğinden o yılki tefe oranı baz alınarak yenilenmiş olacaktır.” Hükmü gereğince taraflar arasında yapılan 11/04/2014 tarihli sözleşme 11/04/2015 tarihinde yenilenmiştir.
Sözleşmenin 2/6 maddesine istinaden yenilendiği tarih olan 11/04/2015 tarihinde davalı dava konusu…….AYRINTILI BİLGİ İÇİN BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİNİZ.
Size ulaşabilmemiz için lütfen aşağıdaki formu eksiksiz olarak doldurun.