NAFAKA ALACAKLARININ YABANCI MEMLEKETLERDEN TAHSİLİNE İLİŞKİN NEW YORK SÖZLEŞMESİ

Şub 19, 2021

NAFAKA

Nafaka, “geçinmek için gerekli olan şeylerin bütünü” şeklinde tanımlanmaktadır. Nafaka borcu kanundan kaynaklanan bir borçtur. Nafaka türleri, boşanma davası sırasında talep edilenler ve boşanma davasıyla bağlantısı olmayanlar şeklinde iki üst başlıkta toplanabilir.

Nafaka türlerini 4 başlıkta incelemek mümkündür. Bunlar; tedbir nafakası, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve yardım nafakasıdır.

Nafaka davasına bakmakla görevli mahkemeler aile mahkemeleridir.

Boşanma Davası esnasında talep edilen nafakalar boşanma davasıyla birlikte talep edilebileceği gibi ayrı bir dava açılarak boşanma davasından bağımsız olarak da istenebilir.

İştirak Nafakası:

Evlilik birliğinin doğurduğu sonuçlardan biri; çocukların bakım, eğitim ve gözetim gibi sorumluluklarının eşler tarafından birlikte üstlenilmesidir. Her iki eş de çocukların maddi anlamdaki bu giderlerini karşılamada eşit derecede sorumludurlar. Bu durum Türk Medeni Kanunu’nun 327. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Boşanma durumunda ise çocuğun velayetini elinde bulunduran eşin, çocuğa ait tüm giderleri tek başına üstlenmek zorunda kalmasının önüne geçilmek istenmiş ve Medeni Kanun’un 182. ve 329. maddesinde iştirak nafakasına yer verilmiştir. Buna göre; küçüğe fiilen bakan veya velayeti elinde bulunduran eş veya çocuk ayırt etme gücüne sahip değilse gerekli hallerde atanan vasi ve kayyım veya çocuk ayırt etme gücüne sahipse bizzat küçüğün kendisi tarafından, velayeti elinde bulundurmayan eşe karşı nafaka davası açabilir. Bu davanın açılması için kusur bulunmasına gerek yoktur.

Mahkeme tarafından, mahkeme sonuçlanmadan tedbir nafakası ödenmesine hükmedilen kişi boşanmanın kesinleşmesi ile birlikte iştirak nafakası ödemeye devam edecektir.

Nafaka hesaplamaya gelindiğinde, burada ödenecek miktarının belirlenmesi konusunda küçüğün giderleri ve ödeme yapacak olan eşin ödeme gücünü göz önünde bulunduracak olan hakim, takdir yetkisine sahiptir. Ayrıca hakim, kendisine bir talep olmasa dahi velayeti elinde bulundurmayan eşin iştirak nafakası ödemesine hükmedebilir. Nafaka süresi ise çocuğun ergin olmasına kadar geçecek olan süredir. Eğer çocuğun eğitimi devam ediyorsa, çocuk 18 yaşından büyük olsa bile eğitim süresi boyunca nafaka devam eder.

Yoksulluk Nafakası:

Medeni Kanun’un 175. maddesinde belirtilen yoksulluk nafakası, boşanma davası sonucunda yoksulluğa düşecek olan tarafın diğer taraftan maddi gücü oranında isteyebildiği nafaka türüdür. Yoksulluk nafakasının bazı şartları vardır ve bu şartların hepsinin gerçekleşmiş olması gerekir.

- Yoksulluk nafakası talep eden tarafın boşanma sonucu yoksulluğa düşecek olması gerekir.

- Boşanmaya sebep teşkil eden olaylarda nafaka talep eden tarafın nafaka yükümlüsü olan taraftan daha ağır kusurunun bulunmaması gerekir.

- Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için talep edilmesi gerekmektedir.

Ayrıca yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için evlilik birliğinin boşanma davası sonucunda ortadan kalkması gerekmektedir. Süresi ise belirli sınırlarla çizilmiş olmasa bile birkaç durumda hakim, nafakanın hükümsüz kılınmasına karar verebilir. Yani nafakanın kaldırılması aşağıdaki durumlarda mümkün olabilir.

Bunlardan ilki nafaka alacaklısının veya yükümlüsünün ölümüdür. İkinci durum ise nafaka alacaklısı olan tarafın evlenmesi veya evlenmese bile fiilen evliymiş gibi hayat sürdürmesidir. Üçüncü durumda da nafaka alacaklısının yoksulluk halinin ortadan kalkmasıdır. Yoksulluk nafakasını sona erdiren son hal ise nafaka alacaklısının haysiyetsiz bir yaşam sürmesidir.

Tedbir Nafakası:

Türk Medeni Kanunu’nun 169. Maddesinde belirtildiği üzere; “boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.”  Süresi geçici önlem özelliği taşıması sebebiyle dava sonuçlanıncaya kadar geçecek olan süredir. Yani tedbir nafakası süresiz nafaka değildir.

Yardım Nafakası:

Yardım nafakası kişinin altsoyu, üstsoyu ve kardeşlerinden talep edeceği bir nafaka türü olarak karşımıza çıkmaktadır.

Türk Medeni Kanunu’nun 364. Maddesine göre herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoy, altsoy ve kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Bu nafakanın verilebilmesi için yükümlünün refah içinde bulunması gerekmektedir. Bir boşanma durumunda çocuk için ver çocuk ergin oluncaya kadar (kural olarak 18 yaş) yukarıda bahsedilen iştirak nafakası adı altında verilirken ergin olduktan sonra buna yardım nafakası denmektedir. Eğer ki çocuk ergin olmuşsa ve eğitimi devam etmiyorsa, yine de anne/babasından onların altsoyu olması sebebiyle yardım nafakası yoluna başvurarak kendisinin yoksulluğa düşmesini engelleyecek maddi yardım talep edebilir. Fakat anne/babasının refah içinde bulunması gerekir.

Yardım nafakasında dava açılabilmesi için bir sıra takip edilmelidir. Yani dava kişinin dilediği herhangi bir kişiye açılamayacaktır. Bu sıralama miras hukukundaki “mirasçılık sırası” şeklinde olacaktır. 

NAFAKA ALACAKLARININ YABANCI MEMLEKETLERDEN TAHSİLİNE İLİŞKİN NEW YORK SÖZLEŞMESİ

New York Sözleşmesi’nde iki kurumdan söz edilmiştir: (1) Gönderici makam ve (2) aracı kurum. Aslında gönderici makam ile aracı kurum genellikle aynı birimdir. Gönderici makam, nafaka alacaklının ülkesinde bulunan ve nafaka talebini ileten; aracı kurum ise, nafaka borçlusunun ülkesinde bulunan ve nafakayı tahsil eden birimdir. New York Sözleşmesi’nde “merkezi makam” öngörülmemiş olmakla beraber talepler merkezi makamlar aracılığıyla yapılmaktadır.

Türkiye’nin merkezi makamı Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’dür. Ayrıca her akit devlet bir gönderici makam tayin etmek zorundadır (md. 2). New York Sözleşmesi’nin 2(1). Maddesin de, gönderici makamların adli veya idari olması öngörülmüştür. Nafaka alacaklısı kendi ülkesinde bulunan gönderici makama başvurmaktadır. New York Sözleşmesi, nafaka alacaklısı ve nafaka borçlusunun farklı âkit devletlerde bulunduğu hallerde uygulanmaktadır. Nafaka alacaklısı, bulunduğu ülkenin gönderici makamına başvurmaktadır. Türkiye’nin gönderici makamı, Cumhuriyet savcılıklarıdır. Nafaka alacaklısı Türkiye’de ise gönderici kurum olan Cumhuriyet savcılığına başvurmakta ve savcılık başvuruyu Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne iletilmektedir. Türkiye’nin merkezi makamı, görevini Cumhuriyet savcılıkları aracılığıyla yerine getirilmektedir. Cumhuriyet başsavcılıklarının bu görevleri iki bölümden oluşmaktadır: (1) Gönderici makam olarak Cumhuriyet savcılıkları ve (2) aracı kurum olarak Cumhuriyet savcılıkları. Alacaklısı Türkiye’de, borçlusu yabancı devlette bulunan nafaka işlemlerinde Cumhuriyet savcılıkları “gönderici makam” durumundadır. Buna karşın alacaklısı yabancı devlette, borçlusu Türkiye’de bulunan nafaka işlemlerinde ise, Cumhuriyet savcılıkları nafaka alacağının tahsilini sağlayan “aracı kurum” durumundadır. Gönderici makam, başvuruları merkezi makama iletmek ve eğer varsa eksiklikleri tamamlatmakla yükümlüdür. Gönderici makam, merkezi makama, talebin haklı olup olmadığına dair kendi fikrini bildirebilir; alacaklının adli yardımdan yararlanması ve masraflardan muaf tutulmasını tavsiye edebilir (md. 4/3). New York Sözleşmesi’nin 2(4). Maddesine göre, gönderici makamlar ve aracı kurumlar, diğer devletlerin gönderici makamları ve aracı kurumları ile doğrudan doğruya temasa geçebilirler. Bu nedenle New York Sözleşmesi’ne taraf devletlerin konsolosluklarının Sözleşme’nin uygulanmasına ilişkin herhangi bir görevleri bulunmamaktadır.

MERKEZİ MAKAM, ARACI KURUM VE GÖNDERİCİ MAKAMIN GÖREVLERİ

A-) Nafakanın Tahsili İçin Gerekli Tedbirleri Almak:

Aracı kurum, alacaklının verdiği yetki sınırları dâhilinde hareket ederek, alacaklı namına nafakanın tahsilini temin için icap eden bütün tedbirleri alır (md. 6/1). Örneğin, borçlunun malvarlığını saklaması, gizlemesi veya elinden çıkarmasını önlemek için ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararı almak için mahkemeye başvurabilir.

B-) Sulh Olmak:

New York Sözleşmesi’nde, nafakanın dava yoluyla tahsili en son çare olarak öngörülmüştür. Bu nedenle aracı kurumun öncelikle nafaka borçlusu ile sulh olma yollarını araması gerekir. Bunun için nafaka borçlusu ile bağlantı kurarak nafakayı kendi rızasıyla ödemesi için girişimde bulunacaktır. Bu görüşme sonucunda aracı kurum, nafaka borçlusu ile sulh yapabilir (md. 6/1). Dolayısıyla aracı kurum, öncelikle nafaka borçlusu ile sulh olmayı deneyecektir; ancak bu yolun başarısız olması halinde New York Sözleşmesi’nde öngörülen diğer yollara başvuracaktır. Yani nafaka borçlusuna karşı dava açacak ya da icra takibi yapabilecektir. Amaç, nafakanın biran önce tahsili olduğundan aracı kurumun sulh teşebbüsünde bulunmasından söz edilmiştir.

C-) Nafakanın Tahsili İçin Dava Açmak:

Aracı kurum, nafakanın tahsili için dava açabilir.

D-) Nafakanın Tahsili İçin İcra Takibi Yapmak:

Aracı kurum, nafakanın tahsili için dava açabilir. Söz konusu davada nafaka ödenmesine hükmedilmiş olmasına rağmen nafaka borçlusu nafakayı ödemezse, aracı kurum ilamlı icra yoluna başvurabilir. Eğer aracı kurum, nafakanın tahsili için dava açmamışsa, elindeki bilgi ve belgelere yeterli olduğunu düşünüyorsa ilamsız icra yoluna da başvurabilir. Genellikle nafaka alacağı, mahkeme kararıyla tespit edilmektedir. Bu nedenle, aracı kurumun dava açmadan doğrudan icraya başvurması olasılığı bir hayli azdır. İcra takibi, takibin yapıldığı devletin hukukuna tabidir. Bazı devletlerin kambiyo mevzuatında döviz transferi hususunda yasaklama veya sınırlamalar bulunabilir. New York Sözleşmesi’nin 10. Maddesi uyarınca nafaka alacakları para transferine ilişkin yasaklama ve sınırlamalardan muaftır. New York Sözleşmesi’nin 10. maddesine göre, haricen yapılan para transferlerini kayıtlamış bulunan âkit devletler, nafaka olarak tahsil edilen paraların ve Sözleşmeye istinaden açılan nafaka davaları münasebetiyle yapılmış masrafları karşılamaya matuf paraların transferine birinci derecede öncelik tanıyacaklardır. Bazı devletler New York Sözleşmesi’ni onaylarken Sözleşmeye çekince koymuşlardır. Örneğin, Arjantin 10. maddeye çekince koymuş ve bu maddede yer alan “birinci derecede öncelik tanınması” (highest priority) ifadesine Arjantin kambiyo mevzuatına göre sınırlama yapma hakkını saklı tutmuştur. Seyşeller de 10. maddeye çekince koymuştur. Şeyşeller’in koyduğu çekincenin içeriği Arjantin ile aynıdır.

MERKEZİ MAKAM VASITASIYLA NAFAKANIN TAHSİL USULÜ

New York Sözleşmesi’nde nafaka alacağının diğer âkit devletlerde tahsili için iki yol öngörülmüştür. Birinci yol, nafakanın merkezi makamlar aracılığıyla tahsil edilmesidir. Nafaka alacaklısı veya borçlusunun Türkiye’de bulunmasına göre takip edilecek usul şu şekildedir:

A-) Nafaka Borçlusunun Türkiye’de Bulunması Halinde Nafakanın Tahsili İçin Gerekli Tedbirlerin Alınması, Sulh Olunması, Nafaka Borçlusuna Karşı Dava Açılması ve İcra Takibi Yapılması:

New York Sözleşmesi’nin 3. maddesine göre, nafaka alacaklısı, belgeleriyle birlikte bulunduğu devletin gönderici kurumuna başvuracaktır. Gönderici kurum tarafından hazırlanan dosya, nafaka alacaklısının bulunduğu devletin aracı/merkezi kurumuna gönderilecektir (md. 4). Nafaka alacaklısının bulunduğu devletin aracı kurumu, dosyayı, nafaka borçlusunun bulunduğu ülkenin aracı kurumuna gönderecektir. New York Sözleşmesi’nin 6. maddesi uyarınca, nafaka borçlusunun bulunduğu devletin aracı kurumu, alacaklı namına nafakanın tahsilini sağlamak için gerekli bütün tedbirleri alacaktır. Aracı kurum, sulh yoluna gidebilir, gerekirse nafaka davası açabilir ve takip edebilir. Ayrıca nafakanın ödenmesi ile ilgili hükmü, emri veya sair adlî muameleyi icra ettirebilir. Alınacak tedbirler ve açılacak olan davalar veya yapılacak olan icra takipleri, kanunlar ihtilâfı kuralları da dâhil nafaka borçlusunun bulunduğu devletin hukukuna tabidir (md. 6/3). Tahsil edilen nafaka, aracı kurum tarafından diğer ülkedeki alacaklısına iletilecektir. Alacaklısı yabancı ülkede, borçlusu Türkiye’de bulunan nafaka işlemlerinde ise, Cumhuriyet savcılıkları nafaka alacağının tahsilini sağlayan aracı kurum durumundadır. Yabancı ülkede bulunan nafaka alacaklısı, nafaka alacağının tahsili için bulunduğu devletin gönderici makamına talepte bulunacaktır. Nafaka talebinde (1) alacaklının soyadı, adı, adresi, doğum tarihi, milliyeti ve mesleği ile icabında kanuni mümessilinin soyadı, adı ve adresi; (2) borçlunun soyadı, adı, doğum tarihi, milliyeti ve mesleği ile alacaklının malum olduğu ölçüde borçlunun son beş sene içindeki adresleri; (3) nafaka talebinin mucip sebeplerinin teferruatlı bir izahı ile talep olunan şey ve bilhassa alacaklının ve borçlunun gelir kaynakları ve aile durumuna müteallik sair alakalı bilcümle malumat yer almalıdır (md. 3). Nafaka alacaklısı bütün belgeleri talebine ekleyecek ve aracı kuruma vekâletname verecektir. Ayrıca mümkünse alacaklı ve borçlunun birer fotoğrafı nafaka talebine eklenmelidir. Nafaka alacaklısının ülkesindeki gönderici makam talebi kendi merkezi makamına iletecektir. Nafaka alacaklısının bulunduğu devletin merkezi makamı tarafından New York Sözleşmesi’nin öngördüğü belgelerin Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne gönderilmesi üzerine, Genel Müdürlük, söz konusu belgelerin Sözleşmeye uygunluğunu inceler, varsa eksikleri tamamlattırıldıktan sonra dosya borçlunun bulunduğu yerdeki Cumhuriyet savcılığına gönderilir. Cumhuriyet savcılığı, nafakanın tahsili için gerekli tedbirleri alır ve işlemeleri yapar. Nafaka borçlusu, nafakayı kendi isteğiyle ödemezse dava açılması gerekir. Nafaka davasına bakan Türk mahkemesi, New York Sözleşmesi’nin 6(3). maddesi uyarınca, milletlerarası özel hukuk kuralları da dahil Türk hukukunu uygulayacaktır. Türk mahkemesi, hangi devletin hukukunun uygulanacağını Türkiye tarafından 1971 yılında onaylanan Çocuklara Karşı Nafaka Mükellefiyetine Uygulanacak Kanuna Dair Sözleşme ya da 1983 yılında onaylanan Nafaka Yükümlülüğüne Uygulanacak Kanuna Dair Sözleşme uyarınca belirleyecektir. Ancak söz konusu sözleşmelerin uygulanabilmesi için nafaka talebinin bu sözleşmelerin uygulama alanına girmesi gerekir. Sözleşmelerin uygulama alanına girmeyen ya da bu sözleşmeler taraf olmayan devletlerde bulunan nafaka alacaklıların taleplerine istinaden nafakanın tahsili için açılan davada uygulanacak hukuk MÖHUK’a göre belirlenecektir. Nafakaya hak sahibi olanları ve nafaka mükellefleri, nafaka hakkının doğumu için gerekli şartlar, nafaka hakkının içerik ve kapsamı, nafaka hakkını sona erdiren haller, uygulanacak olan hukuka tabidir. Cumhuriyet savcılıkları nafaka davası açabilir ve alınacak nafaka ilâmının infazı için icra yoluna başvurabilir. Cebrî icra yoluna başvurulmasına rağmen nafakanın tahsil edilememesi halinde ise, icra müdürlüklerine haczin semeresiz kaldığı ve borçlunun haczi kabil malı bulunmadığına dair ayrıntılı bir belge düzenlenir. Bu belge, ilgili yabancı devlet merkezî makamına gönderilmek üzere Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne gönderilir.

B-) Nafaka Borçlusunun Yurt Dışında Bulunması Halinde Nafakanın Tahsili İçin Gerekli Tedbirlerin Alınması, Sulh Olunması, Nafaka Borçlusuna Karşı Dava Açılması ve İcra Takibi Yapılması:

Alacaklısı, Türkiye’de; borçlusu, yabancı ülkede bulunan nafaka işlemlerinde Cumhuriyet savcılıkları gönderici makam durumundadır. Cumhuriyet savcılıkları, gerekli belgelerin, Sözleşme’nin öngördüğü şekilde düzenlenmesini sağlarlar. Daha sonra bu belgeleri, yabancı devlet yetkili makamlarına iletilmek üzere Türkiye’nin merkezi makamı olan Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne gönderirler. Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, talebi, doğrudan ilgili devletin merkezi makamına gönderir. O halde nafaka borçlusunun Türkiye dışında olduğu hallerde nafakanın tahsili aşağıdaki usul çerçevesinde gerçekleşmektedir:

(1) Nafaka alacaklısı, bulunduğu yerdeki gönderici makam görevini yapan Cumhuriyet savcısına başvuracaktır (md. 3/1). Cumhuriyet savcısı, talep formunu, adli müzaheret belgesini, vekâletname ve nüfus suretini başvuru yapan nafaka alacaklısına verecektir. Nafaka alacaklısı talep formunu dolduracaktır. Nafaka talep formunda nafaka alacaklısının soyadı, adı, adresi, doğum tarihi, milliyeti ve mesleği ile icabında kanuni mümessilinin soyadı, adı ve adresi; nafaka borçlusunun soyadı, adı, doğum tarihi, milliyeti ve mesleği ile alacaklının malum olduğu ölçüde borçlunun son beş sene içindeki adresleri; nafaka talebinin mucip sebeplerinin teferruatlı bir izahı ile talep olunan şey ve bilhassa alacaklının ve borçlunun gelir kaynakları ve aile durumuna müteallik sair alakalı bilcümle malumat yer alacaktır. Talep formuna gerekli belgeleri ekleyecektir. Nafaka, bir mahkeme kararına dayanıyorsa, kararın icra edilebilir olduğuna ilişkin şerhi de içeren mahkeme kararının usulüne uygun şekilde onaylanmış sureti; gönderici makam tarafından nafaka alacaklısına matbu olarak verilen ve nafaka alacaklısınca muhtara imzalattırılan adli müzaheret belgesi ve bu belgenin tercümesi; gönderici makam tarafından matbu olarak verilen nafaka alacaklısı verilen, nafaka alacaklısı tarafından imzalanan ve yabancı ülkedeki aracı kurumu nafaka alacağının tahsili için vekil tayin ettiğini gösteren vekâletname ile tercümesi; Cumhuriyet savcısı tarafından verilen nüfus kayıt suretinin nafaka alacaklısı tarafından ilgili nüfus müdürlüğünce imzalanmış metni nafaka talebine eklenecektir. Ayrıca nafaka alacaklısı, kendi adına bir döviz hesabı açtırıp hesap bilgilerini de forma ekleyecektir.

 (2) Talep formu ve belgeler hazırlandıktan sonra, nafaka alacaklısı Cumhuriyet savcılığına hitaben bir dilekçe yazacak ve dilekçesine talep formunu ve belgeleri ekleyecektir. Dilekçeyi ve ekleri alan Cumhuriyet savcılığı gerekli kontrolleri yapacaktır.

(3) Cumhuriyet savcısı, başvuruyu, Türkiye’nin merkezi makamı olan Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne gönderecektir.

(4) Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü başvuruyu, nafaka borçlusunun bulunduğu ülkedeki merkezi makama gönderecektir. Nafaka borçlusunun bulunduğu ülkedeki merkezi makam, başvuruyu, kendi aracı makamına intikal ettirecektir. Borçlunun ülkesindeki aracı makam nafakanın tahsili için gerekli bütün tedbirleri alacak; gerekirse sulh olacak, dava açacak ya da icra takibinde bulunacaktır. 

C-) Nafaka Borçlusuna Karşı Açılacak Davalara İlişkin Olarak New York Sözleşmesi’nde Öngörülen Ortak Hükümler:

Nafaka davasında görevli ve yetkili mahkemesi ve mahkemece uygulanacak usul, davanın açıldığı devletin hukukuna tabidir. New York Sözleşmesi, nafaka alacağını tahsil etmek için aracı kurum tarafından açılacak davalarda, davacının yabancı olması veya davanın açıldığı ülkede yerleşim yerinin olmaması sebebiyle teminat istenmeyecektir. New York Sözleşmesi’nin 9(1)(2). Maddesine göre, Sözleşme kapsamında açılacak davalarda nafaka alacaklısı, davanın açıldığı memlekette ikamet eden veya bu memleketin vatandaşı olan alacaklılara tanınan masraf muafiyetinden istifade eder ve onlarla aynı muameleyi görür. Yabancı veya gayri mukim alacaklılar ne dava masrafları için teminat akçesi yatırmaya ne de başka türlü bir tediyat veya tevdiatta bulunmaya mecbur edilemezler. New York Sözleşmesi kapsamında görev yapan aracı kurumlar ve gönderici makamlar yaptıkları işlemler için herhangi bir ücret veya masraf talep edemezler. New York Sözleşmesi’nin 7. maddesi uyarınca, akit devletlerin iç hukukları izin verdiği sürece, nafaka davasına bakan mahkeme, diğer bir akit devletin mahkemesini ya da kurumunu istinabe edebilir. Bu madde uyarınca nafaka davasına bakan bir mahkeme, tamamlayıcı belgeler ve başka deliller temin etmek için, ya diğer âkit devletin yetkili mahkemesinden ya da âkit devletin tayin edeceği başka bir makam veya aracı kurumdan istinabe talebinde bulunabilir. İstinabe talebinde bulunulan makam, tarafların hazır olabilmesi veya temsil edilebilmesi için, istinabenin icra edileceği tarihi ve mahalli, gönderici makama, aracı kuruma ve aynı zamanda borçluya bildirmeye mecburdur. İstinabe mümkün olan süratle icra edilmelidir. İstinabe talebi, alındığı tarihten itibaren dört ay zarfında icra edilemese, istinabede bulunan makama gecikmenin veya icra edilmeyişinin sebepleri bildirilmelidir. İstinabenin icrası herhangi bir harç ve masraf tediyesini gerektirmez. Ancak bazı hallerde istinabe talebi reddedilebilir. New York Sözleşmesi’nin 7. maddesinin (e) bendinde istinabe talebinin reddedileceği iki hal öngörülmüştür: (1) belgenin sıhhatinin şüpheli olması ve (2) istinabeyi icra edecek âkit devletin bunu egemenliğine veya güvenliğine halel getirecek mahiyette bulması. Bu iki sebep dışında başka bir gerekçeyle istinabe talebi reddedilemeyecektir. Nafaka davasında uygulanacak hukuk konusunda New York Sözleşmesi’nin 6(3). Maddesin de özel bir düzenleme öngörülmüştür. Bu maddeye göre, anılan davalarda ve bunlara ilişkin bütün meselelerde uygulanacak kanun, işbu sözleşmenin hiçbir hükmü ile bağlı olmaksızın, bilhassa devletler hususi hukuku dalındaki hükümleriyle beraber borçlunun devletinin kanunudur. Nafaka davasında usule ilişkin bütün meselelerde, davaya bakan mahkemenin hukuku uygulanacaktır. Buna karşın nafaka davasının esasına uygulanacak hukuk, davaya bakan mahkemenin milletlerarası özel hukuk kuralları dâhil davaya bakan mahkemenin hukukudur. New York Sözleşmesi’nin 6(3). Maddesi uyarınca, nafaka davasına bakan mahkeme, kendi devletinin taraf olduğu milletlerarası antlaşmalar da dahil kendi kanunlar ihtilafı kurallarının gösterdiği devletin hukukunu uygulayacaktır. Eğer dava Türk mahkemesinde açılırsa, davanın usulüne Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK); esasına ise MÖHUK’da yer alan kanunlar ihtilafı kurallarının gösterdiği devletin hukuku uygulanacaktır. Ancak MÖHUK’un 1(2). Maddesin de Türkiye’nin taraf olduğu antlaşmalar saklı tutulduğundan nafakaya ilişkin antlaşmalar öncelikle uygulanacaktır.

New York Sözleşmesi’nin yanı sıra nafaka konusunda Türkiye’nin taraf olduğu antlaşmalar şunlardır: (1) Çocuklara Karşı Nafaka Yükümlülüğü Konusundaki Kararların Tanınması ve Tenfizine İlişkin 1958 Tarihli Lahey Sözleşmesi,(2) Nafaka Yükümlülüğü Konusundaki Kararların Tanınması ve Tenfizine İlişkin 1973 Tarihli Lahey Sözleşmesi, (3) Çocuklara Karşı Nafaka Mükellefiyetine ve Uygulanacak Kanuna Dair Sözleşme, (4) Nafaka Yükümlülüğüne Uygulanacak Kanuna Dair Sözleşme, (5) Küçüklerin Korunması Konusunda Makamların Yetkisine ve Uygulanacak Kanuna Dair Sözleşme. New York Sözleşmesi’nin 6(3). Maddesi uyarınca, nafaka davalarında milletlerarası antlaşmalar ve kanunlar ihtilafı kuralları da dâhil borçlunun bulunduğu devletin hukuku uygulanacaktır. O halde New York Sözleşmesi kapsamında açılmış olan bir davada nafakaya ilişkin diğer bir milletlerarası antlaşmanın uygulanması mümkündür.

New York Sözleşmesi’nin 6(3). Maddesin de, nafakaya hak kazanılıp kazanılmayacağı, nafaka alacaklısı ile nafaka borçlusunun kim olacağı ve nafakanın ödenmesinin şartları konusunda, taraf olduğu milletlerarası antlaşmalar ve kanunlar ihtilafı kuralları da dâhil, nafaka borçlusunun bulunduğu devletin hukukunun uygulanmasını öngörmüştür. Eğer nafaka borçlusunun hukukuna göre, nafaka hakkı doğmuyorsa o zaman New York Sözleşmesi kapsamında nafakanın tahsiline karar verilemeyecektir.

MAHKEME TARAFINDAN KARARA BAĞLANAN NAFAKANIN YABANCI ÜLKEDE TAHSİLİ

1) Nafaka Alacağına İlişkin İlamın Borçlunun Bulunduğu Ülkede Tescil Ettirilmesi

Bazı devletlerde, yabancı ilamın bu devlette sonuç doğurabilmesi için ilamın tescil edilmesi yeterli olabilir. Tescil edilen yabancı ilam, tıpkı tescilin yapıldığı devletin mahkemesi tarafından verilen ilam gibi yerine getirilebilir.

2) Nafaka Alacağına İlişkin İlamın Borçlunun Bulunduğu Ülkede Tenfizi

Nafakanın tahsili için New York Sözleşmesi’nde öngörülen diğer bir yol, nafaka alacaklısının vatandaşı olduğu veya ikamet ettiği devlet mahkemelerinden aldığı nafaka ilâmının, nafaka borçlusunun bulunduğu ülkede tenfiz edilmesini sağlamaktır. Bunun için nafaka alacaklısı kendi ülkesindeki aracı kuruma başvuracaktır. Başvuru, nafaka alacaklısının bulunduğu ülkedeki aracı kurum tarafından nafaka borçlusunun bulunduğu ülkenin aracı kurumuna gönderilecektir. Nafaka borçlusunun bulunduğu ülkedeki aracı kurum, söz konusu ilamın tenfizi ve daha sonra icrası için gerekli tedbirleri alacaktır. Belirtmek gerekir ki, âkit devletlerden birinde verilen nafakaya ilişkin ilamın nafaka borçlusunun bulunduğu devletin aracı kurumu tarafından tenfiz ettirilmesi yoluna başvurulursa, tenfiz usulü ve şartlarına, nafaka borçlusunun bulunduğu devletin hukuku uygulanacaktır. New Yok Sözleşmesi’nde tenfize ilişkin hükümler bulunmamaktadır. New York Sözleşmesi, kural olarak nafaka alacağının idarî yoldan tahsilini düzenlemekle beraber tenfiz yolunu da açık tutmuş ve nafaka ilamının, nafaka borçlusunun bulunduğu devletin aracı kurumu vasıtasıyla tenfiz edilebileceğini öngörmüştür. Ancak tenfiz usulü ve şartlarını ayrıca düzenlemek yerine, nafaka borçlusunun bulunduğu ülkenin hukukuna tabi kılmıştır. Bu yönüyle bakıldığında New York Sözleşmesi gerçek anlamda bir tenfiz sözleşmesi olarak kabul edilemez.

3) Nafaka Alacağına İlişkin İlama İstinaden Borçlunun Bulunduğu Ülkede Yeni Bir Dava Açılması

Nafaka alacaklısının bulunduğu devletin mahkemesi tarafından verilen nafakaya ilişkin ilamın, nafaka borçlusunun bulunduğu devlette tenfiz edilmesi zorunlu değildir. Nafaka borçlusunun bulunduğu devlette yeni bir dava açılabilir. Böyle bir durumda, nafaka alacaklısının bulunduğu devletin mahkemesi tarafından verilen ilam, nafaka borçlusunun bulunduğu devlette açılan davada delil olarak kullanılabilir.

 

ÖRNEK DİLEKÇE

NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE

DAVACI:

VEKİLİ:

DAVALI:

TALEP KONUSU: Nafaka

AÇIKLAMA:

Davacı müvekkil ile davalı eş 1955 yılında evlenmiş olup yaklaşık 51 yıldır evlidirler. Tarafların bu evlilikten …..adında iki çocukları olmuştur.

Davacı müvekkil, davalı tarafın sürekli olarak şiddet ve hakaret içeren saldırılarına maruz kalmış ancak evlilik birliğinin bozulmaması uğruna bütün bu  şiddet ve hakaretlere katlanmıştır……………..AYRINTILI BİLGİ İÇİN BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİNİZ.

 

KAYNAKÇA:

-  NAFAKA ALACAKLARININ YABANCI MEMLEKETLERDE TAHSİLİNE İLİŞKİN NEW YORK SÖZLEŞMESİ,Prof. Dr. Nuray EKŞİ

Ortak2
Ortak3

İLETİŞİM

Size ulaşabilmemiz için lütfen aşağıdaki formu eksiksiz olarak doldurun.